18 Mart 2016 Cuma

Ruh hali: Mutsuz...

 İçindekini bile anlatamadığın zaman boğuluyorsun... Hayatta en sevdiğin şey konuşmaksa, cümleler boğazına takıldığı zaman vay haline...
  Hepimizi illa birileri şu ya da bu sebepten kırdı. Önemli olan birinin yapıştırabilmesiydi. Bu biri sizi seven aileniz, arkadaşlarınız, sevgiliniz de olabilirdi siz de olabilirdiniz. İnsan, kalabalığın içinde yalnız kalarak ayağa kalkarsa bir daha kimseye ihtiyaç duymaz. Eğer yaralarınızı kendiniz sararsanız bir daha kimse size köstek olamaz. Önünüze çıkan engeller sizi yavaşlatmaktan başka bir işe yaramaz, sizi yıldırmaz. Önemli olan bunun bilincine varmak.
  Her insan bazı zamanlar tükenir, hepimizin bir derdini kapasa bir başka derdini kapatamadığı anlar gelir. En ufağına takılırsınız ve insanlar sürekli saçmalıyorsun, şükret der. Şükredeyim hadi eyvallahta beni mutsuz eden her bir insan çok mutluyken ben neden diye  sormayacak mıyım? Zaten bir kez sordun mu da arkası kesilmiyor. Sürekli başka bir şeyi fark ediyor insan, üstünü örttüğü başka kırgınlıklarını, onu kıran başka başka insanların da hiç hayattan ders  almadığını fark ediyor. Benim kimsenin mutluluğunda gözüm yoktu, onların neden benim mutluluğumda olmuş? 
  Nankörlük öyle bir içimize işlemiş öyle bir işlemiş ki burnumuzun ucundaki iyiliğe kötülükle karşılık verip bundan haz duyuyoruz. Yazık.
  Ben mutsuzken bana yeter artık takma diyecek insanlara ihtiyaç duymam, dost acı falan söylemez arkadaş. Dost dediğin seni her halinle kabul edip doğrunda yanlışında yanında olacak adamdır. Ben zaten karşımdaki insanın beni uyardığının 10 katı durumun her yönünün farkındayım, ben zaten kafamdaki sesleri susturamayıp yaşadığım olaya her açıdan bakan insanım, birde dost acı söylere sığınarak yeter artık saçmalıyorsun denmesine ihtiyacım yok. 
  Bazen konuşmak bazen susmak bazen izlemek bazen hiçbir şey çare olmaz da işte insan sırf biraz olsun içini döküp belki derdini anlatabilir umuduyla yazmak istiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder