27 Mart 2016 Pazar

Umut

  Gerçekten hayatınızın altı üstüne geldiğinde daha mı güzel olacak bilemezmişsiniz.
   Geçen gün ilk defa yaşadığım bütün üzüntüleri kabullenip serbest bıraktım. Çünkü onlardan biri bile eksik kalsa bugün bu kadar mutlu olamazdım. Onlar olmasa muhtemelen şuan beni mutlu eden insanla tanışamamış olacaktım. Her şeyin bir sebebi vardıra her zaman inanmıştım ama enteresan bir şekilde ummadığım bir sonucu çıktı...
  Başınıza ne gelirse gelsin geçeceğini, sizi çok daha güzel şeylerin beklediğini asla aklınızdan çıkartmayın. Hep 1saniye sonrasına bile umudunuzu yitirmeyin... Çünkü bir kitap, bir söz, bir insan hayatınızı çok farklı bir noktaya götürebilir...

18 Mart 2016 Cuma

Ruh hali: Mutsuz...

 İçindekini bile anlatamadığın zaman boğuluyorsun... Hayatta en sevdiğin şey konuşmaksa, cümleler boğazına takıldığı zaman vay haline...
  Hepimizi illa birileri şu ya da bu sebepten kırdı. Önemli olan birinin yapıştırabilmesiydi. Bu biri sizi seven aileniz, arkadaşlarınız, sevgiliniz de olabilirdi siz de olabilirdiniz. İnsan, kalabalığın içinde yalnız kalarak ayağa kalkarsa bir daha kimseye ihtiyaç duymaz. Eğer yaralarınızı kendiniz sararsanız bir daha kimse size köstek olamaz. Önünüze çıkan engeller sizi yavaşlatmaktan başka bir işe yaramaz, sizi yıldırmaz. Önemli olan bunun bilincine varmak.
  Her insan bazı zamanlar tükenir, hepimizin bir derdini kapasa bir başka derdini kapatamadığı anlar gelir. En ufağına takılırsınız ve insanlar sürekli saçmalıyorsun, şükret der. Şükredeyim hadi eyvallahta beni mutsuz eden her bir insan çok mutluyken ben neden diye  sormayacak mıyım? Zaten bir kez sordun mu da arkası kesilmiyor. Sürekli başka bir şeyi fark ediyor insan, üstünü örttüğü başka kırgınlıklarını, onu kıran başka başka insanların da hiç hayattan ders  almadığını fark ediyor. Benim kimsenin mutluluğunda gözüm yoktu, onların neden benim mutluluğumda olmuş? 
  Nankörlük öyle bir içimize işlemiş öyle bir işlemiş ki burnumuzun ucundaki iyiliğe kötülükle karşılık verip bundan haz duyuyoruz. Yazık.
  Ben mutsuzken bana yeter artık takma diyecek insanlara ihtiyaç duymam, dost acı falan söylemez arkadaş. Dost dediğin seni her halinle kabul edip doğrunda yanlışında yanında olacak adamdır. Ben zaten karşımdaki insanın beni uyardığının 10 katı durumun her yönünün farkındayım, ben zaten kafamdaki sesleri susturamayıp yaşadığım olaya her açıdan bakan insanım, birde dost acı söylere sığınarak yeter artık saçmalıyorsun denmesine ihtiyacım yok. 
  Bazen konuşmak bazen susmak bazen izlemek bazen hiçbir şey çare olmaz da işte insan sırf biraz olsun içini döküp belki derdini anlatabilir umuduyla yazmak istiyor.

3 Mart 2016 Perşembe

Sevmek-Sevilmek?

    Sanki dünyanın en zor şeyini istiyoruz. Altı üstü sevilmek istedik, çok sevilmek. 
   Biri sizi sevmeye kalktığında önüne amalar koyuyorsa oradan kaçmanız gerekir. Fakat o amaları geçmişindeki kalp kırıklıklarından dolayı koyuyorsa bir durup düşünüp sizin farklı olduğunuzu ispatlamanız gerekir. Her ilişkide tek yolunda gitmeyen şey için biri kaçarsa herkes yalnız, herkes mutsuz, herkesin kalbi kırık kalır. Gerçekten anlam veremediğim şeyler çoğalmaya başladı. Bir insan hayatının karmasına müdahale edemiyorsa bu yaşadığı hayat ne kadar onundur? Yok yani insan düşüncelerini de değiştirse kendini de değiştirse hayatın ona sundukları hep aynıysa nasıl bu hayat onundur? Birini sevdiğinizi söylediğiniz an da herkes takıntı o bence diyor. Yahu sen misin içimdeki ses bir çekil şurdan. Ben sevdiğimi düşünüyorsam konu kapanmalıdır, yaşayıp görmeliyim ne olacağını. Eğer herkese kendinizi anlatmaya çalışırsanız sonra bir bakmışsınız kendiniz kaybolmuşsunuz. Herkes bir realist olma peşinde tamam yine siz doğruları söyleyin ama bir durup düşünün bakalım karşınızdaki insanın ruh hali bunu duymaya bu sefer elverişli mi? 
     Herkes birileriyle mutlu olmak istiyor, çok sevmek aynı zamanda çok sevilmek istiyor, bunun için ne yapıyorlar peki? Hiçbir şey. Kendi hayatlarını yaşayıp asıl sevdikleri insanın kenarda durmasını bekliyorlar. He, o insan kimi zaman duruyor ama genel anlamda ne kadar aşağılayıcı ne kadar kalp kırıcı bir şey bu, kimse farkında değil. Resmin bütününe bakmaktan ufak ayrıntıları kaçırabiliyor insan. 
      Seni gerçekten sevse acaba başkaları hiç türermiydi? Erkek milletini anlamaya çalışmak saçmalıkta işte insan yine de merak ediyor. 
    Şimdi sürekli kafamda aynı dizeler "vefasız hiç düşündün mü kaldım mı yoksa öldüm mü her gece her yanım titrerken benim gibi kaderine sövdün mü? Tenin zindan fikrim düşman kalan mağdur giden pişman gel gör ki aşk sebepmiş bak bitince dağılıyor insan"
     Kimseye kendini anlatamadığı bir an da insan en çok "seni anladığını düşündüğü insandan" bir ses bir nefes arıyormuş...