18 Şubat 2016 Perşembe

...

  Her ne sebeple olursa olsun yanında olmasını istediğiniz adamın çekip gitmesi, başka yerlerde olması ne kadar üzücü...
   Bugün size seni seviyorum diyip çekip gitmesi değil derdim, orası hayat şartları ama bugün seni seviyorum diyip aynı anda başkasıyla olması tamamen tercih meselesi... Biri sizi severken başkasına dokunmayı göze alabiliyorsa, size dokunmaktan kaçabiliyorsa bu ne kadar kırıcı bir şey. İçinizi daraltan şeylere çözüm bulamamanız çok daha büyük bir kaos ortamına sokuyor sizi. Biliyorsunuz ki karşınızdaki sizi seviyor ama size güvenmiyor. Güvensin diye her şeyi yapıyorsunuz ama bir kere olmuyorsa olmuyor. Ah bir bilse karşınızdaki ne kadar büyük sevdiğinizi... Ah bir bilse sizin her saat her dakika her saniye onu düşündüğünüzü... Koşar gelir miydi o zaman? Ben de bir bilsem...
     Size sımsıkı sarılan ama gitmek zorunda olan bir adam sizi öyle güzel seviyordur ki... 
     Bugün gökyüzüne baktım, denize baktım, biraz huzur dolup hayatımdaki iyi şeyleri çağırmak için. Bugün kendimle baş başa kalıp biraz kendimi dinledim. Sonucunda her üzüntümü kendim seçtiğimi gördüm, kadermiş kısmetmiş hepsi boş. Bana sunulan çeşitli yollardan hep üzüleceğim yolları ben kendim seçtim. Kimsenin suçu yoktu üzüntülerimde... Şuan kendimi suçlamakta hoşuma gitmiyor ama gerçek bu. İstemesem bile yüzleşmem gerekiyordu. Beni çok seven birini kendi seçimlerimle kendi kendime kaybettim... Çünkü hiç öyle bir sevilmeyi tatmamıştım, ona göre davranmam biraz zaman alacaktı...
 Bazen sırf içinde kalmasın diye saçmalamak istersin bu da onlardan biri işte...