27 Aralık 2015 Pazar

Geçmiş-bugün

    Öyle he diyerek unutulmuyor hiçbir şey. Bugün kızgın olmasa bile insan kırgınlıkları daima oluyor... 
   Geçmişe gidin bir kimlere kızmadınız? En ufacık şeyleri içinize atıp atıp dağ yapmadınız? Kızgınlıklar elbet geçer ama kırgınlıklar her zaman vardır. İnsanoğlu olarak nankörlük genlerimize işlenmiş. İyi kötü her şeye karşı nankörüz. Asla hiçbir şeyin hayatımızda ne gibi bir etkisi olduğunu uzun uzun düşünmüyoruz. Bugün kırıldıysak yarın öc alıyoruz. Bizi kızdıran insanlar hayatımıza iyi kötü bir şeyler katıyorlar, buna inansak sonrası kolay. İnanın o insanların karakterinizin güçlü olmasında çok büyük payları var.  Bugün biri geliyor güveninizi kırıyor ve siz sonra gelenlere de güvenemiyorsunuz. Genele bakmamak lazım aslında. 
    Şimdi size akıl veriyorum ama ben özele baktım da bir şey değişti mi ? Hayır. Mıknatıs gibi sorunlu insanları çekmeye bayılan bir insan olduğum için güvenmemekte haklı olduğumu birkaç kez daha anlayacağım yeni tecrübeler edindim. Hayatımda başıma gelen olumlu olumsuz her şey şu an ki beni oluşturdu. Bu yüzden, kırgınlığım geçmese de biraz olsun yaşadıklarımla barıştım. 
    İçime attığım şeyleri ortaya dökmesem bile artık içimde de tutmamam gerektiğini anladım. Hepsiyle yavaş yavaş iç hesaplaşmamı kapatıp zihnimin en ücra köşelerine göndermeye başladım...
    Hayatımın her bir noktası bana farklı güzellikler sunacak, biliyorum. Bunu biliyorken çokta depresif kalmak zor gibi. Evet, insan tükenebiliyor, hiçbir şey yapmak istemeyebiliyor ama o ufacık umut varya o umut Roma'yı bile feth ettirir işte. Yeter ki içinizde her daim bir şeylerin yoluna gireceği inancınız olsun...
   Üzülme, bu da geçer...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder